
Pek çok ebeveyn için ekran, kısa vadede etkili bir çözümdür. Birkaç dakikalık yemek molası, uykusuz geçen bir gecenin ardından gelen sessizlik ya da ağlayan çocuğu sakinleştirme çabası... Hepsi tanıdık ve anlaşılır durumlardır. Ancak bu “geçici” çözümler, zamanla yerleşik alışkanlıklara dönüşerek çocuğun gün içindeki doğal aktivitelerinin yerini almaya başlar.
Kimi zaman bu alışkanlık o kadar sessiz gelişir ki farkına varmak gecikir. Çocuk artık oyun oynamak yerine ekran karşısına geçmeyi tercih eder; dış dünyayla bağlantısı zayıflar, kendi kendine oyalanma becerisi gelişmeden büyür.
Gelişimin Temel Taşları Göz Ardı Ediliyor
Erken çocukluk dönemi, beyindeki nöral bağlantıların en hızlı ve yoğun şekilde kurulduğu, gelişimin temellerinin atıldığı bir dönemdir. Bu dönem; hareket ederek, dokunarak, oyun oynayarak, soru sorarak ve çevresiyle etkileşime girerek geçen deneyimlerle şekillenir. Ancak ekran karşısında geçirilen süre, çocuğun bu yaşamsal deneyimlerden uzak kalmasına neden olur.
Örneğin:
Bilim Ne Diyor?
Yapılan araştırmalar, özellikle ilk 3 yaşta yoğun ekran kullanımının;
Ayrıca, ekran karşısında uzun süre kalan çocukların hayal kurma, oyun geliştirme, problem çözme gibi yaratıcı ve bilişsel becerilerinin gelişiminde gerilik gözlemlenmektedir. Çünkü ekran, çocuğun aktif katılımını değil, pasif izleyiciliğini besler.Unutulmamalıdır ki bir çocuğun zihinsel gelişimi kadar sosyal becerileri de yaşıtlarıyla, aile bireyleriyle, çevresiyle kurduğu ilişkilere bağlıdır. Bu ilişkiler zaman, sabır ve etkileşim gerektirir. Ekran ise tüm bu süreçleri tek tuşla devre dışı bırakabilir.
Ebeveynin Rolü: Yönlendirici Olmak
Bu noktada en büyük sorumluluk elbette ebeveyne düşmektedir. Çocuklar sınır koyamaz, alışkanlıklarını yönetemez. Onlara rehberlik edecek olan bizleriz. Elbette her aile farklı dinamiklere sahiptir ve her durumda ekranı tamamen hayatın dışına itmek kolay olmayabilir. Ancak burada amaç “yasaklamak” değil, dengeli ve bilinçli bir kullanım kültürüoluşturmaktır.
Unutulmamalıdır ki çocuklar en çok gözlemleyerek öğrenir. Biz elimizde telefonla oturuyorsak, onlardan farklı bir davranış beklemek de adil olmayacaktır.
Uzman Tavsiyesi:
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Ayşe Yılmaz, bu konuda ebeveynleri şöyle uyarıyor:
“İlk 3 yaş, beynin en hızlı geliştiği dönemdir ve bu süreçte çocuğun temel öğrenme aracı gerçek dünyadır. Ekranlar, bu dünyaya bir engel oluşturabilir. Çocukların sağlıklı gelişimi için ekran kullanımının mümkün olduğunca ertelenmesi, bunun yerine yüz yüze iletişim, fiziksel temas ve serbest oyunlara öncelik verilmesi gerekir. Unutmayın, çocuklar ekranlardan değil, sizinle kurdukları ilişkiden beslenir.”
Bu yazı, ekranların çocuklar üzerindeki etkisini fark ettirmek, sorunun farkında olan ama ne yapacağını bilemeyen ailelere ışık tutmak amacıyla kaleme alınmıştır. Çocuklarımızın gözlerindeki ışık sönmesin diye...